SU: YAŞAMIN TEMEL ÖĞESİ
Canlı vücudu, diş minesinden kemiklere, beyinden embriyoya kadar çoğunlukla su moleküllerinden oluşur. Su, bitkilerin fotosentezi ve atmosferdeki oksijenin sağlanmasında da hayati bir rol oynar. Su molekülleri arasındaki hidrojen bağları, suyun özelliklerindeki en önemli etkendir. Su molekülleri, kohezyon kuvveti sayesinde bitkilerin iletim demeti elemanlarında metrelerce yukarı çıkabilirler. Adhezyon kuvveti ise suyun farklı moleküller arasındaki çekim kuvvetini ifade eder. Su yüzeyindeki moleküller arasındaki bir kuvvet olan yüzey gerilimi sayesinde, bazı böcekler su üzerinde yürüyebilirler.
Su, Dünya’yı yaşanabilir kılan en önemli özelliklerden biridir. Su, yüksek öz ısı değeri nedeniyle denize kıyısı olan coğrafyalarda gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkını azaltırken, çöller gibi az suya sahip yerlerde sıcaklık farkını arttırarak yaşam formları için zorlu hale getirir. Su, terleme yoluyla vücut sıcaklığının düşürülmesine yardımcı olur ve çözücü özelliği sayesinde biyolojik tepkimelerin sulu ortamlarda gerçekleşmesine izin verir.
Kanın büyük bir kısmını oluşturan su, metabolizma sonucu oluşan zararlı atıkların seyreltilmesi ve vücuttan atılmasında önemli rol oynar. Toprağın çözünmesini sağlayarak, bitkilerin ihtiyaç duydukları maddeleri almasına yardımcı olur. Su, +4oC’de en yüksek özgül ağırlığa sahip olduğu için donma sırasında hacmi büyür ve buz kütleleri yüzeyde kalır, bu da hayvanların kışı donmadan geçirmesini ve jeolojik devirlerdeki hayvanların varlığını sürdürmesini sağlar. Ayrıca, su, hücre ve dokulara yapısal destek sağlar.
Su, yaşamın vazgeçilmez öğesidir ve canlıların sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için sürekli olarak suya ihtiyaçları vardır.