Proteinler

Proteinler, canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik moleküllerdir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Karbon, hidrojen, oksijen, azot, kükürt ve fosfor atomları proteinlerin yapısal bileşenleridir. Aminoasitler, proteinlerin yapısal birimleri olup karbon atomu, amino grubu, karboksil grupu ve değişken bir radikal grubu içerirler. Canlıların DNA’sındaki bilgi, ribozom organelinde enzimlerin kontrolünde aminoasitlerin birleştirilmesiyle protein sentezini gerçekleştirir. Proteinlerin yapısındaki aminoasit sıra ve çeşitleri, DNA dizilimine bağlı olduğundan, her canlının kendine özgü protein yapıları vardır.

Proteinlerin denatürasyonu, sıcaklık, pH, tuz derişimi ve basınç gibi etmenlerin etkisiyle oluşan yapısal bozulmalardır. Yüksek sıcaklık kaynaklı denatürasyon olayına yumurtanın pişirilmesi örnek olarak verilirken, düşük sıcaklık değerlerinde proteinlerin işlevi yalnızca durur. Proteinler, primer, sekonder, tersiyer ve kuaterner olmak üzere dört farklı organizasyon düzeyine sahiptirler ve basit ve bileşik proteinler olmak üzere iki farklı şekilde sınıflandırılırlar.

Proteinler, enzim, hormon, antikor, solunum pigmentleri, kan pıhtılaşması, kas kasılması ve dokuların onarımı gibi birçok önemli görevi yerine getirirler. Protein yetersizliği, metabolik olayların düzensizliği, bağışıklık sisteminin zayıflaması, kansızlık, zihinsel gelişimin yavaşlaması, kas zayıflığı ve ödemler gibi durumlara neden olabilir. Ayrıca, aminoasitlerin solunumda kullanılması sonucu amonyak oluşumu da gözlenir.

Sonuç olarak, proteinler canlılar için hayati önem taşıyan organik moleküllerdir. Proteinlerin yapısal özellikleri, DNA dizilimine bağlı olarak belirlenir ve birçok önemli görevi yerine getirirler.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir