Populasyonda Büyüme Şekilleri

Populasyon Büyümesi ve Modelleri

Populasyonlar, çevresel koşullara bağlı olarak belirli büyüme modelleri gösterirler. Bu modeller, populasyon büyüklüğünün zamana bağlı değişimini grafik halinde gösteren büyüme eğrileri olarak elde edilir.

J Tipi Büyüme Eğrisi – Üssel Büyüme Modeli

Bir populasyonun, kaynakların sınırlı olmadığı ideal bir ortamda geometrik artış göstererek büyümesi, üssel büyüme modeli olarak adlandırılır. Bu tip büyüme gösteren popülasyonlarda nispeten sınırsız olan büyüme bir baskı olunca aniden durmaktadır. Adı geçen baskı ise, yiyeceğin kıtlığı, don olayı, mevsimsel değişen başka bir etken veya üreme mevsiminin aniden durması olabilir. J tipi büyüme eğrisi doğada algler, tek yıllık bitkiler bazı böcek türleri ve tundralarda yayılış gösteren lemmingler gibi bazı canlı popülasyonlarında görülebilir.

S Tipi Büyüme Eğrisi – Lojistik Büyüme Modeli

Populasyon büyümesi ile birlikte artan yoğunluk, bireylerin bakım, büyüme ve üreme için yeterli kaynak elde etme yeteneğini etkiler. Çünkü populasyonlar kullanılabilir sınırlı miktarda kaynaklar üzerinden geçinirler. Birey sayısı arttıkça fert başına düşen kaynak miktarı azalır. S tipi büyüme eğrisinde pozitif artış evresi, logaritmik artış evresi, negatif artış evresi ve denge evresi olmak üzere dört evre gözlenir.

Pozitif Artış Evresi, populasyonun yeni yaşama ortamına yerleşip alışması için geçmesi gereken zamanı gösterir. Bu süreçte besin bulmak, barınma gibi nedenlerle populasyon büyümesi yavaş olur. Logaritmik Artış Evresi’nde populasyon, çevreye alışıp uyum sağlamıştır ve birey sayısı geometrik bir hızla artmaya başlar. Bu evrede populasyonun büyüme hızı maksimumdur. Negatif Artış Evresi’nde doğal kaynakların sınırlayıcı etkisi ile birey sayısındaki artış hızı azalır. Denge Evresi, populasyonda birey artışının sıfır olduğu denge evresidir. Bu evrede populasyon taşıma kapasitesine ulaşmıştır.

Çevre Direnci ve Genetik Sürüklenme

Populasyon büyüklüğü arttıkça, çevresel koşullar büyüme hızını azaltacak şekilde direnç gösterir. Bu direnç, çevre direnci adını alır. Su eksikliği, hastalıklar, rekabet, parazitler, avcı türleri, olumsuz iklim koşulları gibi etmenler çevre direncini oluşturur. Canlıların doğal yaşama ortamları olan habitatların tahrip edilmesi, canlı türlerinin nesillerinin tükenmesine yol açmaktadır.

Habitatlarının tahrip edilmesi sonucu, daha önce yayılış gösteren büyük bir populasyon küçük populasyonlara bölünebilir. Ayrılan bu küçük populasyonlarda çiftleşme sınırlı sayıda birey arasında gerçekleşecektir ve bazı alellerin oranı düşerken bazılarınınki yükselecektir. Ayrıca, sınırlı sayıda birey bulunması zararlı alellerin bir araya gelme olasılığını da arttıracaktır.

Alellerin bazılarının yok olması ve zararlı genlerin bir araya gelmesi tür içi kalıtsal çeşitliliği azaltarak, türün değişen ortam koşullarına uyum yeteneğini azaltır. Buna genetik sürüklenme denir.

İstilacı Türler ve Tehditleri

Ekolojik toleransı yüksek istilacı türlerin değişik ortamlara yerleşmeleri, bazı canlı türlerinin yok olmasını sağlayabilecek önemli tehditlerdendir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir